Irkçılık-Turancılık Davası, 7 Eylül 1944 - 29 Mart 1945 tarihleri arasında fikrî ve siyasî hayatımızın önemli yirmi üç isminin yargılandığı davanın adıdır. Nihal Atsız, dönemin başbakanı Şükrü Saraçoğluna 1 Mart 1 Nisan 1944 tarihli Orhun Dergisinde iki mektup kaleme alır. Bu mektuplarda devletin içine komünist kadroların sızdığını, buna acilen bir önlem alınması gerektiğini izah eder. Hatta bazı isimler de verir. Bu yazı üzerine Sabahattin Ali, yazıda hakaret içeren unsurlar olduğunu iddia ederek dava açar.
3 Mayıs 1944 tarihinde Ankarada dava başlar. Bu sırada Nihal Atsıza destek vermek isteyen Turancı gençler İstiklâl Marşı okuyarak Ankara Ulus Meydanına doğru yürüyüşe geçer, başbakanla görüşmek isterler. İstekleri kabul görmez. Gençlerin büyük bir çoğunluğu gözaltına alınır. O vakit üsteğmen olan rahmetli Başbuğumuz, Alparslan Türkeş de gözaltına alınanlar arasındadır. Ankara Nümayişi olarak adlandırılan bu olay ülkücü camianın şan ve şerefle sonsuza dek göğsünde taşıyacağı bir gurur abidesidir. O gün Milliyetçiler Günü olarak kutlanmaya başlanmıştır.
Zeki Velidi Togan, Reha Oğuz Türkkan, Orhan Şaik Gökyay, Hikmet Tanyu, Cahit Savaş Er, Nurullah Barıban, Fethi Tevetoğlu, Nejdet Sancar, Cebbar Şenel, Cemal Oğuz Öcal gibi isimleri de saymadan geçemeyeceğim. Yargılamalar sonucunda değişik sürgün ve hapis cezalarına çarptırılan Türk milliyetçilerinin abide isimleri o gün orada en büyük ateşi yakmış; bizlere ebedi bir emanet bırakmışlardır. Bu olayların başladığı 3 Mayıs günü bütün Türk dünyası için önemli bir gündür. 3 Mayıs Milliyetçiler Gününü istikbalden aldığımız güçle aynı heyecan, aynı şevk, aynı korkusuz yürekle kıyamete dek göğsümüzü gere gere kutlayacağız. Zira Türk olmaktan her daim bahtiyar yüreğimiz, her daim Türklük için atmakta, her daim Türke hizmet için çırpınmaktadır.
Aradan yetmiş altı yıl geçmiştir. Buradan tekrar hatırlatmakta yarar görüyorum. Türklüğün istikbaline karşı nerede ve kim olursa olsun bir taarruza kalkışırsa, şunun açık bilinmesini isterim: yetmiş altı yıl önceki ruh kanıyla, canıyla dimdik ayakta durmaktadır. Tabutluklarda çile çekmiş, hakir görülmüş, yok sayılmış o günün bileği ve yüreği mert yiğitleri müsterih olsunlar. Öyle bir nesil geldi ki Türk yurdunu Lider ülke Türkiye yapma gayesini kendisine şiar edinmiş, kapıları döve döve, surları parçalaya parçalaya; bir elinde Kuran, bir elinde bilgisayarıyla tarih yazmaktadır.
Dünya hangi sürece evrilirse evrilsin, davamızdan asla vazgeçmeyeceğiz. Dünya nizamının Türkün yüce gönlünde sağlanacağına zerre şüphemiz yoktur. Nerede bir mazlum varsa orada olacağız. Nerede aç varsa doyuracağız, çıplak varsa giydireceğiz. Bizim davamız nefis davası değildir. Bizim davamız başkaları için kendini ateşe atma davasıdır. Ülkü yolunun tarihi okunduğu vakit bu söylediklerimin bol keseden atılmış teneke gürültüleri olmadığı, hakikatlerin mermere vura vura kazınmış hâli olduğu görülecektir.
Türk tarihini bol okuyunuz. Gücümüzü nereden aldığımız daha iyi anlaşılacaktır. Zira Bir Türk dünyaya bedeldir.
Tanrı Türkü korusun. 3 Mayısın abide şahsiyetlerini rahmet ve minnetle anıyorum. Allah bu davaya hizmet etmiş herkesi cennetine kabul etsin. Bütün Türk dünyasının 3 Mayıs Milliyetçiler Gününü kutluyorum.
02.05.2020 14:24:00