Son günlerde artan intihar vakaları, kadınlara yönelik cinayetler ve şiddet olaylarını kınamak, kadını ve aileyi koruyan yasaların tam olarak uygulanmasını sağlamak ve bu kötü gidişata "DUR" demek için burada toplanmış bulunuyoruz.
Maalesef neredeyse her gün kadınlara ve çocuklara yönelik şiddet, istismar ve cinayet haberleri ile karşılaşıyoruz. Vahşetin sınırları zorlanarak hayattan koparılan Narinimizin acısını unutamamışken, bu kez de kahredici haber İstanbul'dan geldi. İstanbul'da Semih Çelik isimli cani İkbal Uzuner ve Ayşenur Halil kardeşimizi vahşice katletti. Ardından Tekirdağ'da istismara uğrayan Sıla bebek hayatını kaybetti.
Caniliğin, vahşetin, sapıklığın, akıl almazlığın sınır tanımadığı bu olaylar bir taraftan bizleri ürpertirken, adeta dehşete düşürürken, diğer taraftan da kötülerle savaşmak ve sesimizi çok daha gür bir şekilde duyurmak zorunda olduğumuzu bizlere hatırlatıyor.
Başta biz kadınlar olmak üzere, toplum olarak bu kötü gidişe dur demezsek, yarın çok daha geç olabilir. Çocuklarımıza özgürce ve mutlu yaşayabilecekleri bir ülke bırakmak istiyorsak, her türlü caniliğe ve canilere karşı sesimizi yükseltmek, karşı koymak ve mücadele etmek zorundayız.
Mücadelemiz elbette öncelikle ülkeye yöneten zihniyete karşı olacaktır. Çünkü AKP iktidarı, yaşanan vahşetleri "Bireysel sorun" olarak görmektedir. Biz diyoruz ki, ne intiharlar ne vahşice işlenen cinayetler ne de diğer şiddet ve istismar olayları bireysel değildir, AKP hükümetinin uyguladığı politikaların bir sonucudur. Yasaların yeterince uygulanmamasının, cezasızlık kültürünün hakim olmasının, toplumda yozlaşmasının artmasının, ahlakın ve etik değerlerin yok olmasının, uyuşturucu ve madde bağımlılığı ile yeterince mücadele edilmemesinin, toplumun fakirleştirilmesinin ve cahil bırakılmasının sonucu olarak bu tür olaylarda patlama yaşanmaktadır.
Bunun için diyoruz ki, intiharlar, cinayetler, kadınlara ve çocuklara yönelik şiddet eylemleri politiktir, toplumsal bir sorundur, ülkenin kötü yönetilmesinin sonucudur.
Değerli Gaziantepliler, kıymetli kadınlarımız;
Türkiye bugün sadece ekonomide ve dış politikada değil hayatın her alanında kötü yönetilmektedir. Uygulanan ekonomik politikalar sonucu, işsizlik ve hayat pahalılığı her geçen gün artmakta, toplum yoksullaşmaktadır. Gün geçtikçe gelecek kaygısı daha derin bir şekilde hissedilmektedir. Maalesef cinayet, şiddet ve istismar gibi vahşice işlenen suçların yanında uyuşturucu ve madde bağımlılığı da her geçen gün artmaktadır. Toplumu kemiren büyük bir sorun olan uyuşturucu ve madde bağımlılığı Gaziantep'te binlerce ailenin hayatını kabusa çevirmektedir.
Sonuç olarak uygulanan yanlış politikalar insanları yoksullaştırmış, cahilleştirmiş, canileştirmiş, aile yapısı büyük yara almış ve ülke toplumsal patlamaların eşiğine getirilmiştir.
En önemlisi de ülkede cezasızlık kültürü hakim olmaya başlamış, yapanın yanına kar kaldığı algısı güçlenmiştir.
Hatırlarsınız... 2012 yılında Türkiye olarak İstanbul Sözleşmesine ilk imzayı atan ülke olmuştuk. Kadına karşı şiddetin ve kadın cinayetlerinin önlenmesi konusunda devrim niteliğinde bir gelişme idi. İstanbul Sözleşmesi, devletin kadına yönelik suçlarla mücadelesinin kararlılığının bir sembolüydü. Sözleşmenin etkisi ile o yıl kadın cinayetlerinde büyük düşüş olmuştu. Ancak bu mutluluğumuz kısa sürdü. Ne yazık ki, bir gecede tek imza ile İstanbul Sözleşmesinden çıkıldı.
İstanbul Sözleşmesinden çıkılınca ne mi oldu?
Kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddet olayları patladı. Artık canilerin gözleri korkmuyor. Çünkü azıcık yatar çıkarım, yaptığım da yanıma kar kalır diyorlar. İşte bu nedenle kadın cinayetleri politiktir, siyasidir. Bireysel bir sorun değildir.
Gaziantepli kadınlar olarak buradan haykırıyoruz;
Artık bu ülkede bir vahşet daha yaşanılmasına tahammülümüz kalmamıştır. Kaybedecek bir dakikamız, kaybedecek bir tek kardeşimiz yoktur. İstanbul Sözleşmesi yürürlüğe konulmalı, 6284 sayılı ailenin korunması ve kadına karşı şiddetin önlenmesi kanunu tam olarak uygulanmalıdır. İnsanlık suçu, utanç verici kadın katliamları derhal durmalıdır. Katilleri, canileri, sapıkları koruyan ve cesaretlendiren yasalar ortadan kaldırılmalıdır.
Bundan böyle Gaziantepli kadınlar olarak bulunduğumuz her yerde, "İstanbul Sözleşmesi yaşatır" diyeceğiz ve daha güzel yarınlarımız için mücadele edeceğiz.
Konuşmamı sonlandırırken, etkinliğimize katılarak ülkemizin daha aydınlık yarınları için yürüttüğümüz mücadeleye destek verdiğiniz için hepinize teşekkür ediyorum.
12.10.2024 11:42:01