Çevrimiçi yapılan seminerin moderatörlüğünde Prof. Dr. Çağlayan Dinçer görev alırken, konuşmacı olarak Prof. Dr. Nilüfer Darıca sunum yaparak okul öncesi öğretmenler ve öğretmen adaylarına hitap etti.
“SANATTA OLAN BİRÇOK KAVRAM, ÇOCUĞUN EĞİTİMİNDE DE VAR”
ocuğun eğitiminde sanatın etkisini çeşitli yönleriyle anlatan Prof. Dr. Nilüfer Darıca: “Sanat içinde ne yaparsanız yapın, sanatın hangi dalını yaparsanız yapın, onun bir teknik boyutu vardır. Bu bizim okul öncesi eğitim tekniğinde de geçerlidir. Resim çizmeden tutun, çocuğun oynadığı oyunlara kadar tıpkı sanatta olduğu gibi okul öncesi eğitiminde de pek çok tekniği bulunmaktadır. Sanatta olan birçok kavram, çocuğun eğitiminde de var. Özellikle sanatın içindeki hareketlilik de çocukların eğitiminin de büyük bir parçasıdır. Eğitimi sanat ile bütünleştirecek olursak geçmişten günümüze bu yaratıcılık ile mümkün olmuştur. Geçmişte yaratıcılık farklı ve daha basit yöntemlerden oluşurken, günümüzde daha materyal ağırlıkla yaratıcılık yapılmaktadır ve çocuklara yön vermektedir” dedi.
“ÇOCUKLAR ÖĞRENMEYİ OYUN OYNARKEN ELDE EDER”
Çocukların eğitimlerinde en önemli yolun öğrenmeden geçtiğini belirten Darıca: “İnsan doğduktan sonra öğrenme başlar, hayat boyu devam eder. Çocuklar nasıl öğrenir; duyularını etkin kullanarak, karşılıklı iletişim kurarak ve ekip çalışması yaparak, hayal güçlerini ve yaratıcılıklarını oyun oynayarak geliştirirler, tüm bedeniyle hareket ederek, problemlerine her defasında çok değişik çözümler üretmek gibi çeşitli yöntemlerle öğrenirler. Ayrıca çocuklar öğrenmeyi oyun oynarken elde eder. Oyun sanatın içinde de olmalı, çocuk bunu resim çizerken, hamur oynarken, oyunlaştırarak öğrenmesi ile birleşmelidir. İki çeşit sanat yapma yöntemi vardır. Birisi sonuç odaklı sanatsal eğitim. Eğer çocuğa sonuç odaklı bir sanatsal eğitim yaptırırsak çocuk çok fazla kendini geliştiremeyecek, birbirinin aynısı ürünler ortaya çıkaracaktır. Bu tarz bir sanat eğitimi, çocuğun yaratıcılığını ve kendisinden bir şeyler katmasını engelleyecektir. Bir diğer sanatsal eğitim yöntemi ise süreç odaklı sanatsal eğitim. Bu model ise uzun süreli bir süreçtir. Süreç odaklı eğitim uzun bir sürede duyulardan görsel algıya, problem çözmeden, hayal gücü ve yaratıcılık süreçlerini kapsayacak geniş bir dönemdir. Örnek anlamında söylemek gerekirse, 20 dakikada çocuğa birkaç materyalden bir tavşan yaptırmak istesek ve onu belli kalıplarla sınırlasak, bu durum o çocuğa büyük bir destek katmayacaktır ve sonuç odaklı olacaktır. Ancak çocuğu belli bir kalıba sokmadan uzun bir süreçte hayal gücü ve yeteneğini ortaya çıkaracak bir süreçte sanat yeteneğini ortaya çıkarmak, süreç odaklı bir eğitimdir ve daha etkili bir sistemdir” diye anlattı.
ÇOCUKLARIN GELİŞİM DÖNEMLERİ
Darıca: “Çocuğun gelişim dönemlerini resim üzerinden anlatmak ve sınıflandıracak olursak 0-4 yaş karalama süreci, 4-7 yaş şema öncesi dönem, 7-9 yaş şematik dönemdir. İlk olarak 0-4 yaşa değinmek gerekirse bu çağ karalama sürecidir. Özellikle 2 yaşına kadar yapılan bu karalamalar anlamsızdır, tam olarak bir şeye benzememektedir. Karalamalar ilk zamanlar kâğıtta başlasa bile daha sonra duvara, koltuğa, halıya kayar çocuk farklı yerleri karalayarak haz duyar ve kendine farklılık katar. Daha sonra yuvarlak kafalı çizimler yapar, ilk olarak genel anlamda kafa ve ayak çizer çocuklar. 4 yaşa doğru çocuklar daha farklı çizimler yapar ve bunlara öyküler anlatır. Çocuk bu yaşta tam olarak insan vücudu olmasa da saçı ve şekliyle çizdiği şekillerle insan vücudunu çizer” diye belirtti.
Darıca: “4-7 yaş şema öncesi dönemde ise özellikle 5 yaşlarına gelen çocuk kompozisyonlu resimler yapar. Örneğin anne, baba, kardeşi içeren çizimler, resimlerde yerde çimler, gökyüzü var, artık resimler bir kompozisyona bağlıdır. Bu yaşlarda çocukların aile içi yaşamlarında mutlu olup olmayacaklarını yaptığı resimlerde anlayabiliriz. 6 yaşına gelen çocuklar artık doğaya yönelerek çizimler yapabilir. 7-9 yaşına gelen çocuklarda ise artık konulu resimler vardır ve renkler çizgiler daha belirgindir” dedi.
“DUYULAR, ÖĞRENMEYLE, ÖĞRENME İSE DUYU ORGANLARI İLE MÜMKÜNDÜR”
Darıca, şu sözlerle sunumunu devam ettirdi: “Çocukların 0-3 yaş arası; duyu eğitimi, görsel algı estetik, temel beceriler, materyal araç-gereç tanıma, 4-6 yaş arası; öyküler, resimli kitaplar, oyunlar, yaratıcı drama, müzik ve dans, sosyal çevre gezileri ile öğrenme yöntemleri yapılmaktadır. Burada genel olarak duyular ön plandadır. Duyular, öğrenmeyle, öğrenme ise duyu organları ile mümkündür. Bu süreçte bilgi, duyular, zihin, anlamlandırma/kavrama, ve sonuç olarak öğrenme ile tamamlanır. Problem çözme problemin tanımlanması, probleme ve çözümüne ilişkin bilgilerin toplanması, en uygun çözüm yolunun uygulamaya konulması ve sonucunun değerlendirilmesidir. Problem çözmede; öyküler, tekerlemeler, şiirler, günlük yaşantılar ve şarkılar çözümde etkilidir” dedi.
Çevrimiçi yapılan seminer soru cevap kısmı ile sona erdi.
04.05.2021 12:05:30