Dünyadaki son gelişmelerden anlıyoruzki; bir Ülkenin enerjisinin temin güvenliği, Ülkenin bağımsızlığı kadar önemlidir.
Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın açıklanmasından sonra, Türkiye’de iklim politikası tartışmaları da bir anda gündemde yerini aldı. Paris Anlaşmasının onaylanması, ülkelerin emisyon azaltma planları sunmasını da beraberinde getiriyor. Durum böyle iken, 01.01.2026 yılından itibaren Avrupa Birliği Ülkelerine irhaç edilecek ürünlerde, bazı sektörler için yaptırımlara maruz kalacağımız biliniyor.
Peki bu sürece nasıl hazırlanıyoruz?
Öncelikle bu mevzuata hakim olmak için çalışmalar yapılıyor, işletme yöneticileri bu konuyu kendi prosesleri açısından değerlendirmektedirler.
Bunların sonucu olarak, her işletmenin az yada çok, enerji verimliliği ve karbon salınımı ile ilgili bir teknik çalışmaya ihtiyaç olacağı aşikardır.
Peki doğru sonuç alabilmek için bu çalışmalar nasıl yapılmalıdır?
Şüphesiz, bu tür çalışmalar; deneyimli ve genç mühenislerle şimdiden başlatılmalıdır.
Kalıcı olacak bu tip hizmetleri de ithal etmememiz gerekir. Sürekliliği ve güvenirliliği açısından kendi mühendislerimizden hizmet almak en doğru çözümdür.
Her çatıda bir GES kurulmas, Ülkemiz açısından sevindirici durumdur, bu uygulama karbon salınımını azaltmak açısından önemli bir girişimdir. Bilindiği üzere, GES santralleri teknolojik santrallerdir. Gelişen teknolojiyi sürekli kullanırlar. Dolayısı ile hem elektrik santrali olması, hem enerji verimliliğine konu olan yardımcı işletmelerin proseslerinin ve tüketimlerinin tekrar gözden geçirilerek, en verimli şekilde çalıştırılabilmesi için, işletmede elektrik elektronik mühendisinden hizmet alınmasının yararlı ve göz ardı edilemez olacağını düşünüyoruz. Kaldı ki genç mühendislerimiz, sürekli gelişen teknolojileri takip etmektedirler.
Bu konunun önemini belirtir, enerjide dışa bağımlılığımızı azaltmanın en iyi yollarından biri nin enerjiyi verimli kullanmak olduğunu tekrar vurgularız.
13.03.2022 13:49:31