"29 yıl önce,1992de, 25 Şubatı 26 Şubata bağlayan gece,Azerbaycan Cumhuriyetinin Dağlık Karabağ bölgesindeki Hocalı kasabasında,Ermeniler tarafından bir katliam yapıldı. Asla unutmayacağımız katliamınhüznü sürerken, geçen yıl,44 gün süren savaşla işgalden kurtarılıp azad edilen Karabağla birlikte Hocalının acılarını az da olsa dindirmeye başlamasıyla maşeri vicdan bir nebze olsun teskin olmuş, teselli bulmuştur.
Hocalıda savunmasız durumdaki 106sı kadın, 70i yaşlı, 63ü çocuk olmak üzere, 613 Azerbaycanlıkardeşimiz hunharca, vahşice öldürüldü.Katil sürüsünün yaptığı katliamdan 487 kişi ağır yaralı olarak kurtuldu, bin 275 kişi esir alındı, bunların 150sinin akıbetine dair bugüne kadar hâlâ bir haber alınamamıştır.Katliamda sadece insanlar öldürülmemiş; başta tarihî camii, mescit ve medreseler olmak üzere, bütün kültür eserleri, tarihî doku ve kimlik de yakılıp, yıkılmıştır.Tarihe kara bir leke olarak geçen o gecede, maddi, manevi varlıklarıylainsanlık katledilmiştir.İnsanlıktan, insani değerlerden nasip almamış vahşi çapulcular, insanlığın aklını, vicdanını, kültürünü, onurunuhedef almışlardır.
Ermenistan, tekraren yaşattığı trajedi ve zulümlere rağmen, bir yandan soykırım yalanıyla tarihî gerçekleri çarpıtırken, diğer yandan Hocalı katliamını gerçekleştiren kişileri bırakınız cezalandırmayı, Cumhurbaşkanlığı da dâhil ülkenin en yüksek makamlarına kadar çıkararak ödüllendirmiştir. Bu kişiler, katliamı intikam almak için yaptıklarını göğüslerini kabartarak söyleyebilmişlerdir. Buna rağmen çağdaş dünya,Hocalıdaki kitlesel faciaya pek tepki vermemiştir.
Bizler, başından beri Hocalıda katledilen kardeşlerimizin hicranını yüreğimizde hissetmekle kalmadık, kınamakla yetinmedik, ulusal ve uluslararası her platformda gündeme getirip bir hassasiyeti canlı tutmaya çabaladık. İşgalin sonlandırılması için bir irade ortaya koymayan MinskGrubununoyalayıcı taktiklerle fiilî durumu kalıcı hâle getirme oyununu sahnelediğiniifade ettik.
En temel insan hakkını korumak adına bile olsa Karabağdaki Ermeni işgali sonlanmalı, zulüm bitmeliydi.Bütün haksızlıklara rağmen bölgenin barış ve istikrarı için işgalin sona erdirilmesi ve sorunun müzakereyle çözülmesigirişimleri her defasında sonuçsuz bırakılmıştır.Bunun yanında kimi dış güçler ve diasporanın desteğinden cesaret bulan Ermenistan, sınırsız sorumsuzlukla zulümlerini sürdüreceğini sanmış, 12 Temmuz2020deAzerbaycanın sınır kenti Tovuza saldırarak yeni bir işgal girişiminde bulunmuştur. Azerilerin özgürlük ve adalet özlemini içeren yüksek iradenin siyasi ve askeri kararlılığıyla işgalciler hak ettikleri karşılığı zelil bir yenilgiyle almıştır. Tek millet, iki devlet söyleminin sözden ibaret olmadığınıgösteren Türkiyenin de desteğiyle askeri olarak savaş meydanında çok açık, kesin bir karşılık veren Azerbaycanlı kardeşlerimizin 44 gün süren başarılı harekâtı, bütün Karabağ ve elbette Şuşa ve Hocalıyı işgalden kurtarmış,özgürleştirmiştir. Bu arada Hocalı katliamında aktif rol alan ve Ermenistan ordusu tarafından üstün hizmet madalyası verilen Albay Rüstem Gasparyanın öldürülmesi, mazlumların ahının yerde kalmayacağı, zalimlerin bu dünyada da er ya da geç hesap verecekleri hakikatinin tecellisidir.
Tarihî ve hukuki olarak Azerbaycan toprağı olan Karabağ ve Şuşa, Ermenistanın işgalinden kurtarılmış, Hocalıda işlenenbarbarlığın, zulmün, vahşetin hesabı Müslümanlara yaraşır bir asalet ve adaletle savaş alanında sorulmuş, şehitlerin intikamı alınmıştır.Bu savaş ve zafer, geç de olsa haksızlığın son bulması, adaletin tesisi, mazlumların intikamı, zalimlerin cezalandırılması adına da tarihî bir başarı ve aşamadır.
Eğitim-Bir-Sen olarak, zalimlere merhametin mazlumlara zulmetmek anlamına geldiği, seyirci kalacağımız her zulmün dönüp bizi de vuracağı, unutulan katliamın tekrarlanacağı gerçeğinden hareketle, hiçbir ülkenin saldırıya uğramamasını, işgal edilmemesini,insanların katledilmemesiniümit ve temenni ediyoruz." ifadesinde bulundu.
26.02.2021 14:35:00