İnşaat Mühendisleri Odası Gaziantep Şubesi tarafından gerçekleştirilen Gaziantep Deprem Çalıştayı kapsamında düzenlenen "Türkiye'yi sarsan deprem felaketlerinden çıkarmamız gereken dersler" konulu oturuma konuşmacı olarak ODTÜ İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Erdem Canbay, İTÜ Deprem Mühendisliği ve Afet Yönetimi Enstitüsü'nden Prof Dr. Ufuk Yazgan ve ODTÜ Deprem Mühendisliği Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ahmet Yakut konuşmacı olarak katıldı.
YETKİN MÜHENDİSLİK EĞİTİMİ ŞART
Şehitkamil Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen oturumun moderatörlüğünü İnşaat Mühendisleri Odası Gaziantep Şube Başkanı Burkay Güçyetmez yaptı. Prof. Dr. Erdem Yazgan, "Deprem felaketinin sebepleri" konulu sunumunda deprem mühendisliği ilgili konulara değindi. Bir inşaat mühendisinin mezun olduğunun ertesi günü Türkiye'nin en yüksek katlı binasını yada en ülkenin en büyük baraj inşaatının altına imza atabileceğini belirten Prof. Dr. Erdem Yazgan, mühendislik eğitiminin de tıpkı tıp eğitimi gibi olması gerektiğini ifade etti.
450 BİNİ AŞKIN MÜTEAHHİT VAR
Yetkin mühendislik yasasının mutlaka çıkarılması gerektiğini savunan Prof. Dr. Yazgan, şöyle devam etti: "Biz deprem mühendisi yetiştirmiyoruz. Biz inşaat mühendisi yetiştiriyoruz. Bu nedenle üniversitelerde deprem mühendisliği diye bir program olmalı. Bunun yanında mühendislik eğitimi de tıpkı tıp eğitimi gibi olmalı. Bir mühendis 4 yıllık eğitimin ardından her türlü projeye imza atıyor. Ama bir doktor 6 yıllık eğitimin sonunda sadece 'pratisyen hekim' unvanını alıyor. Ardından uzmanlaşmak isterse dört yıl daha eğitim alıyor. Mühendislik eğitimi de böyle olmalıdır. Bir de müteahhitlerimiz var. Şu anda Türkiye'de 450 binin üzerinde müteahhit var. Herkes müteahhit olabiliyor. Paranız varsa, ilgili kurumlara başvuruları yaptıktan sonra müteahhitlik yapabiliyorsunuz. Düşünün Türkiye'de uzman ve pratisyen hekimlerin toplam sayısı 170 bin civarındayken müteahhit sayısı 450 binin üzerinde. Bu çok fazla bir rakam."
BİRİNE 5 KAT, DİĞERİNE 10 KAT YAPI İZNİ VERİLİYOR
Belediyeler tarafından yapılan imar planlarının belediye meclis üyelerinin onayı sonrası yürürlüğe girmesine sert tepki gösteren Prof. Dr. Erdem Yazgan, bu konuda yeni bir düzenlemenin şart olduğunu ifade etti. Prof. Dr. Yazgan, "Belediye imar planını hazırlıyor, meclis üyelerinin onayına sunuyor. Meclis üyeleri imar planı için parmak kaldırıyorlar. Kim bu parmak kaldıranlar? Bunlar berber, kasap, terzi gibi esnaflar olabiliyor. Ya da plandan doğrudan menfaati olan müteahhitler olabiliyor. Böyle olunca da bir arsa için 5 kat uygun olurken, bitişiğindeki aynı arsa için 10 kat izni verebiliyorlar. Bunun da açıklamasını yaparken 'demokrasi var' diyoruz. Olacak şey değil! Burada dikkat edilecek tek konu, kamu yararıdır."
Prof. Dr. Ufuk Yazgan ise 6 Şubat depremlerinin Kahramanmaraş ve Hatay'da yol açtığı yapısal hasarlar konusunda bir sunum yaptı. Prof. Dr. Yazgan, "Gerek Kahramanmaraş'ta gerekse de Hatay'da deprem sonrası incelemelerde bulunduk. Ancak gördüğümüz manzara şu ki, sorunlar hep aynı. Yani bildiğimiz sorunlar. Göz göre göre insanlarımızı kaybediyoruz. Yeni söylenecek bir şey yok" dedi. Binaların deprem performansının sadece o yapıya bağlı olmadığına da vurgu yapan Prof. Dr. Yazgan, komşu bina ve duvarların performansının da depremin yol açtığı hasarı etkilediğini söyledi. Prof. Dr. Yazgan, vatandaşların bina yaptırırken neden mühendislik hizmeti almadıkları ile ilgili olarak yaptıkları araştırmanın sonuçlarını da paylaştı.
ODTÜ Deprem Mühendisliği Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ahmet Yakut ise, dolgu duvarların deprem performansı ile ilgili bir sunum yaptı. Dolgu duvarların depreme karşı dirençleri ile ilgili yapılan araştırma sonuçlarını paylaşan Prof. Dr. Ahmet Yakut, dolgu duvarlardaki hasarların insanlar üzerindeki psikolojik etkisine de dikkat çekti. Prof. Dr. Yakut ayrıca, çerçeve ile dolgu duvar arasındaki yük paylaşımı ile ilgili yapılan test sonuçlarını da çalıştaya katılanlarla paylaştı.
01.12.2023 17:00:36