ÜNİVERSTELER UZAKTAN EĞİTİME GEÇİYOR

YÖK Başkanı Yekta Saraç, düzenlediği basın toplantısında küresel salgın ile mücadele kapsamında, yükseköğretim sisteminde uzaktan öğretim usul ve esaslarında yapılan son değişiklikleri açıkladı. 

Saraç, yükseköğretim sistemini yarınlara hazırlayabilmek amacıyla, ayrıca üniversiteleri küresel değişime, yeni ve zor döneme hazırlıklı kılabilmek, yükseköğretimi uluslararası rekabete sokabilmek için bazı yeni ve yenilikçi düzenlemeler yaptıklarına dikkat çekti.

Uzaktan öğretimde ders oranı yüzde 40'a çıkarıldı

Saraç, uzaktan öğretim ile ilgili yapısal değişikliğe yönelik bazı kararlar aldıklarını belirterek, şöyle konuştu:

"YÖK olarak örgün öğretimde uzaktan öğretimle verilebilecek ders oranını yüzde 40'a çıkarıyoruz. Ön lisans, lisans ve yüksek lisans düzeydeki örgün programlarda uzaktan öğretim yoluyla verilebilecek ders oranı yüzde 40'a yükseltildi. Böylelikle dünyanın pek çok ülkesinde uygulanan karma öğretim modeline diledikleri takdirde üniversitelerimiz uygulamayla geçebilecekler.

Örgün öğretim programlarında yer alan derslerin yüzde onu uzaktan öğretim ile verilmesini istiyoruz. Dijital imkanların kullanabilmesindeki yetkinliğin program özelinde de olması için örgün öğretimdeki her bir programın derslerinin asgari yüzde onunun uzaktan öğretim ile verilmesinin güçlü bir şekilde tavsiye ve teşvik edilmesine de YÖK'ce karar verildi."

Saraç, mevzuata göre üniversitelerin örgün programlarında yer alan derslerin yüzde 30'una kadarını uzaktan öğretim yolu ile verilebilmelerine imkan sağlandığını, ancak bu orana yaklaşan üniversitenin bulunmadığını belirtti. Bu durumun, dijital imkanların kullanabilmesi yolunda güçlü bir iradeye sahip bulunan kurumlarımızın bile ayrıca bir yönlendirmeye ve desteğe ihtiyaç duyduğunu gösterdiğini ifade eden Saraç, "Bu çerçevede yükseköğretim kurumlarımızı, önümüzdeki süreçlere hazırlayabilmek, dijital imkanlarla uzaktan öğretim yoluyla ders vermelerine ilişkin çalışmalarını ve hazırlıklarını desteklemek amacıyla yükseköğretim kurumlarında uzaktan öğretim yoluyla ders verilmesi konusunda önemli kararlar alındı" bilgisini paylaştı.

'Kabalalık sınıflar bölünsün' uyarısı 

Saraç, örgün öğretimde uzaktan öğretim ile verilecek derslerin her bir dönem bazında olması veya bütün programa yayılması ile eş zamanlı verilip verilmemesi hususlarındaki kararların üniversitelere ait olacağını duyurdu. Saraç, "Fakat YÖK olarak dijital imkanlar ve uzaktan öğretim yolu ile verilecek bu derslere özellikle 2020-2021 Eğitim-Öğretim yılı güz dönemi programında nispeten daha fazla yer verilmesini önemsiyoruz. Bu önerimiz devlet, vakıf bütün üniversitelerimiz için geçerlidir" ifadesini kullandı.

Uzaktan öğretim ile ilgili bu tavsiyeye uyan üniversitelere kadro desteği vereceklerini de açıklayan Saraç, şu ifadeleri kullandı:

"Buna yönelik senato kararı alan ve uygulayan devlet üniversitelerine, uzaktan eğitim merkezlerinde görevlendirilmek üzere ek kadro tahsisi de yapılacak, ayrıca bu uygulamaya geçen üniversiteler için ek araştırma görevlisi de verilecektir. Önümüzdeki eğitim öğretim yılı ilk döneminde kampüslerde öğrenci açısından fiziki mekan açısından daha rahat eğitim öğretim ortamlarının oluşmasını istiyoruz. Bu yeni düzenlemeler üniversitelerimizin uzaktan öğretime ilişkin yetkinliklerinin artırılmasını sağlayacağı gibi üniversitelerimizin kampüslerinde, amfi, derslik gibi eğitim ve öğretim mekanlarında ve sosyal mekanlarda öğrenci açısından devletimizin belirlediği yeni normalleşme sürecine uygun ortamların oluşması sonucunu da doğuracaktır."

Saraç, üniversitelerde kalabalık dersler ile ilgili bir önerileri de bulunduğunu kaydederek, "Uygulama ağırlıklı programlardaki teorik derslerin de ilk dönemde ve mümkün olduğunca dijital imkanlar ile verilmesinin tercih edilmesi ve kalabalık derslerin de gruplara bölünerek yapılması önümüzdeki eğitim öğretim için üniversitelerimize güçlü önerilerimiz arasında yer alıyor" dedi.

"UZEM bulunmayan devlet üniversitesi kalmadı"

Devlet üniversitelerinin çoğunda uzaktan öğretim birimlerinin bulunduğuna işaret eden Saraç, "Geleceğin yükseköğretiminde dijitalleşmenin önemini gittikçe artıracağı güçlü beklentisinden de hareket ederek biz artık bütün üniversitelerimizde bu merkezlerin kurulması ve hızlı bir şekilde yetkinlik kazanması maksadıyla bugün 20 devlet üniversitemizde daha 'Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi'ni (UZEM) YÖK tarafından kurduk. Böylelikle, 'Uzaktan Eğitim Merkezi' veya birimi bulunmayan devlet üniversitemiz kalmamıştır. Bu merkezlerin hem uygulamalara destek veren hem de ilgili konularda araştırmalar yapan bir yapıya dönüştürülmesini sağlamayı planlıyoruz. Bu merkezlerde görevlendirilen personelin yetkinliklerini artırmak için özel program uygulanacaktır. Diğer taraftan vakıf üniversitelerinin tümünde de bu merkezlerin kurulması yönünde tavsiye kararı alındı" diye konuştu.

Uzaktan öğretim ile ilgili ayrı bir birim kurulacak 

Başkan Saraç, önümüzdeki dönemde uzaktan öğretim uygulamalarının standartlarını yeniden belirleme ve izleme çalışmalarının yapılacağını, programların açılması ve derslerin yürütülmesine ilişkin kalite standartlarının belirlenmesi ve uygulamaların değerlendirilmesine yönelik yeni mekanizmaların kurulacağını da dile getirdi. Saraç, "Buna paralel olarak YÖK’te de ayrı bir birim kurulması söz konusudur. Uzaktan öğretimle yürütülen program ve derslerde ölçme-değerlendirme yöntemleri sadece sınavlarla değil; sürece yayılan bir şekilde kurgulanması için bir çalışma başlattık. Yükseköğretim kurumlarımızdaki uzaktan öğretim altyapısının güçlendirilmesini sağlamaya yönelik olarak TÜBİTAK ile yaptığımız ortak çalışmalar hızla devam etmekte olup bu konulardaki somut gelişmeler yine önümüzdeki günlerde kamuoyu ile paylaşılacaktır" ifadesini kullandı.

"Yükseköğretimi geleceğe hazırlıyoruz"

YÖK Başkanı Saraç, uzaktan öğretim ile ilgili bu kararların gerekçesiyle ilgili bir soru üzerine, şunları söyledi:

"Bu kriz bittikten sonra pek çok sistem, bunun içerisine yükseköğretim sistemleri de dahil eskisi gibi olmayacak. Bunun görülmesi lazım. Biz YÖK olarak bunu görüyoruz, dolayısıyla yeni bir dönem başlayacak ve biz bu döneme üniversitelerimizi hazırlıklı kılmak istiyoruz, bizim bütün yapmak istediğimiz o. Bizim ya bu süreçlere hazırlıklı olmamız lazım, ya da bu süreçler kapımıza dayandığı vakit günübirlik kararlar almamız lazım. Burada da biz Türk yükseköğretim sistemini geleceğe hazırlıklı kılmak istiyoruz. Yoksa bu aldığımız kararları sadece bugünkü süreçlerle yorumlamak doğru değil."