Vali Gül, “Topyekûn bir seferberlikle gerekiyor”

Gaziantep Valisi Davut Gül, basın mensupları ile bir araya gelerek gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. Gül, burada yaptığı açıklamada topyekûn bir seferberlikle herkesin elinden gelenin bir fazlasını yapması gerektiğini kaydetti.

Valilikte gerçekleştirilen toplantıda önemli açıklamalarda bulunan Vali Gül,  “Vatandaşlarda 15-20 gün sokağa çıkma yasağı olunca hastalığın bir anda sona ereceği ve eski normal yaşamına döneceği gibi bir algı var.  Biz kontrollü sosyal hayatta üzerimize düşeni yapmadığımız, kurallara uymadığımız müddetçe bunun gerçekleşme olanağı yok. Sonuç itibari ile bu hastalık bir kişi ile başladı. Aşısı bulunana kadar risk faktörü var. Risk faktörü olduğu için de kontrollü bir yaşama ihtiyacımız var. Sosyal mesafe, maske ve hijyen kurallarına dikkat ederek olabildiğince kalabalık ortamlardan uzak durarak hem kendimizi hem şehrimizi korumuş oluruz” ifadelerini kullandı.

Düğün, kına, çeyiz vb. kısıtlamalarla ilgili vatandaşlardan bir tepki geliştiğini belirten Gül, “Kurallara uymadığımız müddetçe belki doğacak torun babaanneyi, anneanneyi görmeyecek. Tavsiyemiz nikâh olması yönünde. Düğün yapmak isteyenleri ise iki saatlik bir süre ile sınırlandırdık.  Birinci gün kına, ikinci gün çeyiz, üçüncü gün düğün, her düğünde ayrı bir kalabalık etkinlik yapalım denilirse bu şekilde hem kendinize hem şehre yazık olur” dedi.

Düğünlere kamera ile kural takibi

Salgın hastalık kapsamında yeni tedbirler alındığını aktaran Gül, düğün salonlarının kamera kayıtlarının günlük olarak takip edileceği, sosyal mesafe, maske, hijyen vb. kuralları ihlal eden düğün salonlarının ihtara gerek duyulmadan 15 gün süre ile kapatılacağını duyurdu. 

444’lü iletişim hattı oluşturuluyor

Gül, gelen bir soru üzerine filyasyon yöntemine ek olarak uygulanacak yeni sistemi de açıkladı.  Vatandaşın pandemi ile ilgili soru ve sorunlarının bildirebileceği 444’lü bir numara kullanılacağını vurgulayan Gül, “Gaziantep’in neresinde olursa olsun vatandaşlarımızın kolay ulaşabileceği bir sistem olsun istiyoruz. O sistem içerisinde de hastaneye gitme, test olma vb. konularda iletişim kanallarımız açık olacak. Bir diğer konu ise normal sağlık sisteminin, ambulansın dışında şoförlü araç kiralayacağız. Bu sistemde araçlar  kendi aracı bulunmayan, toplu taşımada risk oluşturabilecek vatandaşlarımızın evlerinden alınıp hastaneye götürüleceği ve tekrar eve bırakılacağı bir sistemin işleyişini  olacak” diye konuştu.

Okulların açılması

Gül, okulların açılması ile ilgili gelen bir soru üzerine ise bakanlığın üzerinde çalıştığı sistemin daha çok sınıf mevcutlarının azaltılarak ders saatlerinin ona göre minimize edilmesi amacını taşıdığını belirterek, okulların açılış tarihinden kısa bir süre önce kararın Bilim Kurulu tavsiyesi ile değerlendirilerek Cumhurbaşkanlığı Kabinesi tarafından verileceğini, dolayısı ile de o tarih geldiğindeki mevcut tablonun kararda etkili olacağını söyledi.   

“Herkes bir başkasının hasta olacağını düşünüyor”

Bu süreçte en büyük görevin vatandaşlara düştüğünün altını çizen Gül, “Herkes bir başkasının hasta olacağını düşünüyor ta ki kendi ailesinden biri hasta olana kadar. Kendi ailesinden biri hasta olunca da istediği şekilde tüm imkanların seferber edilmesi isteniyor. O zaman başka bir gündem oluşuyor.  Bizim koruyucu ve önleyici tedbir almamız gerekiyor. İki buçuk milyon insanı polisle, jandarmayla hastalıktan koruyamayız. Bu hastalıkta devletin, valiliğin, belediyenin veya bir başkasının bizi kurtarmayacağını herkesin kabul etmesi lazım. Hasta olduktan sonra, hastanın tedavi olması, iyileşmesi, tüm sağlık hizmetlerini en iyi şekilde yapılması kamunun görevi ama hastalığı engelleyecek tedbirlerin uygulanması da yüzde doksan vatandaşlarımızın kendi iradeleri ile olacak.  Bizlerin söylemesi, yazması ile kurallara uyulacaksa, maske takılması, mesafeye dikkat edilmesi gibi alanlarda sürekli uyarılarda bulunuyoruz. Bunlara uyulmadığı zaman da para cezası yazıyoruz.  Ceza yazmama taraftarıyız ama buna rağmen yazdığımız cezalar Türkiye’nin yaklaşık üçte biri” şeklinde konuştu.

Filyasyon sistemi

Filyasyon sistemi hakkında da bilgi veren Gül,  pozitif çıkan kişinin temaslıların belirlenerek 14 gün boyunca evinde karantinaya alındığını, imkânı olup ihtiyacı bulunanların bu sürede telefonla sipariş verdiğini, telefonla sipariş verecek durumu olmayanların ise vefa sosyal destek ekibi tarafından alışverişlerinin yapıldığını, ihtiyaç sahipleri için ise talep edilirse hazır yemek verildiği, tercih edilmediği takdirde de gıda yardımı vb. ile destek verildiğini söyledi. Gül, ayrıca karantina altındaki kişilerin ise bizzat aranarak takip edildiğini, karantina koşullarına uyulup uyulmadığı, şüphelinin evde olup olmadığının kontrolünün ise vefa sosyal destek ekipleri tarafında bizzat yerinde görülerek yapıldığını söyledi.  Karantinaya uymayanlara ise önce para cezası verildiği, daha sonrasında ise savcılığa suç duyurusunda bulunulduğunu dile getirdi.

“Bütün hastaların hastanede yatması gerekmiyor”

Vatandaşlarımız pozitif çıktıklarında ilgilenilmediğini düşünmesinler

Gül, salgın hastalık sürecinin aşamalarından da bahsederek şunları söyledi.

 “Bütün hastalar hastanede yatmıyor. Üç aşamalı bir sistem var. Evinde izole olabilecekleri evinde izole ediyoruz. Evinde uygun şartları bulunmayanları yurtlarımızda misafir ediyoruz. Hastanede kontrol altında tutulması gerekiyorsa onları da hastanede tedavi altına alıyoruz. Bütün pozitif vakalar hastanede kalmıyor. Bu durum tüm dünyada böyle.  Vatandaşlarımız pozitif çıktıklarında ilgilenilmediğini düşünmesinler”

100. yılda 100 okula adım adım

En son  gelen bir soru üzerine 100. yılda 100 hayırsever kampanyasına da değinen Gül, kampanya kapsamında 40 civarında okul için protokol imzalandığını aktararak sene sonuna okul yaptıran hayırseverlere darphaneden bastırılan madalyaların devlet büyüklerinin katılımları ile gerçekleştirilecek bir tören ile vermek istediklerinin de altını çizdi.

 

 

 

 

 

 


29.07.2020 14:34:00