Basının en önemli görevi kamuoyunu doğru ve eksiksiz bir şekilde bilgilendirmek, aydınlatmaktır diyen Yılmazkaya, Maalesef iktidarın baskıları yüzün medyamız en asli görevini yerine getirememektedir dedi.
Demokrasilerin olmazsa olmazı özgür basındır diyen Yılmazkaya açıklamasında, Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi sıralamasında ülkemizin Her geçen yıl geriye gittiğini görüyoruz. Basına yapılan baskılar ülke olarak demokrasiden ve özgürlüklerden ne kadar uzaklaştığımızı net bir şekilde göstermektedir ifadelerini kullandı.
Yılmazkaya 3 Mayıs, Dünya Basın Özgürlüğü Günü nedeniyle yaptığı yazılı açıklamada şu ifadelere yer verdi;
Türkiyede her geçen gün basın özgürlüğü üzerindeki baskılar artıyor, ekonomik yaptırımlar uygulanıyor, gazetecilere gözdağı veriliyor, öldüresiye dövülüyor, gözaltına alınıyor, tutuklanıyor!
Maalesef Türkiyede ilkeli, doğru, tarafsız, vatansever gazeteciliğin suç olduğu, haberciliğin özgür olmadığı zorlu bir dönemden geçiyoruz. Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi sıralamasında ülkemiz 180 ülke içerisinde Ruanda gibi Afrika ülkeleriyle birlikte aynı sıralarda yer alıyor (157. Sırada). Gazetecilik halkın haber alma, bilgilenme hakkına hizmet eden saygın bir meslektir. Bütün güç koşullara rağmen ayaktadır, ayakta kalmaya da devam edecektir. Halkın haber alma özgürlüğünün önüne konulacak her türlü engel, özünde sansür demektir. Gazetecilerin haber alma ve yayma özgürlüğünün iktidarlar tarafından engellenmesi halkın gerçekleri öğrenme hakkını gasp etmek anlamına gelir.
Doğru ve yansız haberlerle bilgilendirilen kamuoyunun, dünya ve ülke sorunlarına duyarlı olması, geleceğe ilişkin kararlarda söz hakkının bulunması, özgür bir ortamda tepkisini dile getirebilmesi demokrasiye işlerlik kazandırır. Bu yönüyle yansız ve özgür basın, demokrasinin sağlıklı temeller üzerinde yükselmesinde vazgeçilmez öğesidir.
AKPnin hükümet olduğu günden beri yaptığı pek çok açıklamayla gazetecileri açık hedef haline getirmesi, yüzlerce gazeteciyi kovdurtması, binlerce çalışanı her şeyden korkar hale getirmesi ve medyanın %95ini kendi tekeline alması basın özgürlüğünün idam fermanı olarak görülmelidir. Yerel ve ulusal basını reklam baskısıyla ve kaba şiddetle kontrol etmeye çalışan AKPnin uluslararası medyaya da ayar verme çabası, nasıl bir ülkede yaşadığımızın acı birer örneğidir.
Basınımızın üzerindeki baskıların ve sorunların bir an önce çözülmesi adına Cumhuriyet Halk Partisi olarak, Daha Demokratik Daha Özgür Daha Çağdaş Bir Türkiye İçin Daha Özgür Bir Basın diyoruz.
Tüm bu zor şartlara rağmen, iktidarın değil, halkın kalemi olan, doğru ve tarafsız medya mensuplarının, köşe yazarlarının fikirlerinden dolayı demir parmaklıklar ardına gönderilmediği, hedef gösterilmediği ve işsiz kalmadığı bir Türkiye istiyoruz.
Topluma doğru, tarafsız, hızlı ve güvenilir haber ulaştırmak için yağmur, çamur demeden her şartta büyük bir özveriyle görev yapan kalemini onuruyla kullanan, tüm basın emekçilerinin 3 Mayıs, Dünya Basın Özgürlüğü Günü kutluyorum.
03.05.2020 14:09:00