Gaziantep'in en eski camilerinden olan Ali Nacar Camisi'nin yapılış efsanesini sizler için araştırdık. İşte tarihi camini yapılış efsanesi:
Asıl işi nacarlık (marangozluk) olan Ali ismindeki bir zat, bir cami yaptırmak ister ve o günün ileri gelen alimlerine giderek; ‘’Ben bir cami yaptırmak istiyorum’’ der. Alimler; ‘’Caminin cemaatinin çok, sevabının fazla olmasını istiyorsan elindeki paranın helal olması lazım” derler. Bunun üzerine Ali Usta düşünür taşınır ve bir kütüğün içini oyarak bunun içine cami yaptırmak istediği parasını koyar ve kütüğün ağzını sıkıca kapatır. Daha sonra bu kütüğü –bugün hala caminin yanı başında akmakta olan- Alleben Deresi'ne bırakır ve ‘’Eğer bu para helal ise gelir beni bulur’’ der.
Ali Ustanın Alleben’e bıraktığı içi para dolu kütük bu günkü Oğuzeli mevkiine ulaştığında, tarlasında işiyle meşgul olan bir köylü tarafından bulunur. Köylü kütüğü Alleben’den çıkarır ve ‘’Bu kütükten çok güzel bir saban olur’’ der. Ve bizim Nacar Ali Ustanın atölyesinin yolunu tutar. Bu kütükten kendisine saban yapmasını ister. Ali Usta kütüğü görünce, kendisinin suya bıraktığı kütük olduğunu anlar. O çiftçiye; şuradan istediğin sabanı al, götür der ve kendisine o kütükten bir saban yapacağını söyler. Ali Usta anlar ki parası helal paradır. Bunun üzerine cami yapımına hemen başlar.
Zorlu çalışmalar sonunda, caminin tavan yapım aşamasına gelinir. Tavanın bir kısmı yapılır, son aşamaya gelindiğinde Nacar Ali Ustanın parası biter. Parası bittiği için; “Ya Rabbi ben ne yapacağım, nasıl tamamlayacağım bu mabedi” diye düşünür. Yatsı namazını kıldıktan sonra bu düşüncelerle uykuya dalar. Sabah namazı için kalktığında caminin kapısı önünde 10 tane deve –yüküyle beraber- bağlanmış, “Bunlar Ali Nacar Camisi'ne vakıftır” yazısını görür. Develer satılıp caminin eksik kalan bölümleri tamamlanır ve Ali Nacar Camii bu şekilde ibadete açılır.