İMO, Tugay arazisini yargıya taşıdı

GÜNDEMHaber Girişi : 20 Temmuz 2022 14:12
İMO, Tugay arazisini yargıya taşıdı
İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Gaziantep Şubesi, 5. Zırhlı Tugay arazisiyle ilgili Büyükşehir Belediye Meclisinde kabul edilen yeni imar değişikliği kararını yargıya taşıdı.

İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Gaziantep Şubesi, 5. Zırhlı Tugay arazisiyle ilgili Büyükşehir Belediye Meclisinde kabul edilen yeni imar değişikliği kararını yargıya taşıdı. İMO Gaziantep Şube Başkanı Burkay Güçyetmez, imar değişikliği ile bölgenin yapılaşmaya açılmak istendiğini söyledi.

 

BELEDİYE İTİRAZI REDDETMİŞTİ

 

5. Zırhlı Tugay'a ait arazide yapılmak istenen imar değişikliği ile ilgili itirazlar üzerine mahkeme tarafından yürütmeyi durdurma kararı verilmişti. Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, mahkeme kararının ardından planda değişiklikler yaparak imar tadilatını yeniden meclisten geçirdi. İMO Gaziantep Şubesi, yeni planda da bölgenin yapılaşmaya açılmasının ön görüldüğü gerekçesi ile karara itiraz etti. Yapılan itirazın reddinden sonra da şimdi konuyu yargıya taşıyarak dava açtı.

 

İMO YARGIYA BAŞVURDU

 

İMO Şube Başkanı Burkay Güçyetmez, Gazi şehri ilgilendiren her konuda bilgi, birikim ve tecrübelerini halkın faydasına sunmaya devam edeceklerini belirterek, "İnsan odaklı bir meslek odası olarak kentimizi ilgilendiren her konunun takipçisi olacağız. Bu doğrultuda ‘Gaziantep Büyükşehir Belediyesinin 18.03.2022 tarih ve 184 sayılı kararı ile uygun görülen Şehitkamil İlçesi , Özgürlük , Beylerbeyi , Göktürk ve İbrahimli Mahallelerinde nazım ve uygulama imar planı revizyonu işleminin İPTALİNE , iptaline ilişkin olarak tarafımızca yapılan itirazımızı reddeden Gaziantep Büyükşehir Belediyesinin 20.05.2022 tarih ve 342 sayılı meclis kararının İPTALİNE ve işlemin uygulanması halinde telafisi güç ve imkansız zararlarının doğumuna yol açılacağından öncelikle YÜRÜTMENİN DURDURULMASINA karar verilmesi' talebi ile İMO olarak dava açtık" dedi.

 

KAMU YARARI ÖNCELİKLİ HEDEF OLMALI

 

Başkan Güçyetmez, Tugay arazisi ile ilgili olarak şunları söyledi: ‘’İmar planları mevzuatta ve yargı içtihatlarında; Kamu yararını gerçekleştirmek amacıyla üretilmiş birer belge niteliğinde onaylanmış metinler olarak tanımlamaktadır. İmar planlarının kamu yararı olarak özetlenebilecek amacı ise 'İnsan, toplum, çevre münasebetlerinde kişi ve aile mutluluğu ile toplum hayatını yatından etkileyen fiziksel çevreyi sağlıklı bir yapıya kavuşturmak, yatırımlarının yer seçimlerini ve gelişme eğilimlerini yönlendirmek ve toprağın korunma, kullanma dengesini en rasyonel biçimde belirlemek” şeklinde açıklanmışken, 14 Haziran 2014 tarihli Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliği, “ fiziki, doğal, tarihi ve kültürel değerleri korumak ve geliştirmek, koruma ve kullanma dengesini sağlamak, ülke, bölge ve şehir düzeyinde sürdürülebilir kalkınmayı desteklemek, yaşam kalitesini yüksek, sağlıklı ve güvenli çevreler oluşturmak üzere, arazi kullanım ve yapılaşma kararları getirmek' olarak göstermiştir.

 

YAPILAŞMAYA İLİŞKİN EĞİLİM TEMEL HEDEF OLMAMALI

 

Söz konusu değişikliğe ilişkin altı çizilmesi gereken en önemli husus, koruma kullanma dengesine dair yapılan belirlemeye rağmen, sürdürülebilir kalkınma vurgusunun eklenerek yapılaşmaya ilişkin eğilim, planlama alanında temel hedef olarak gösterilmiş olmasıdır. Bu nedenle, İmar planının revizyonunun yapılması için öncelikle değerlendirilmesi gereken husus, böyle bir değişiklikte kamu yararının bulunup bulunmadığıdır.

 

TADİLATLAR YAŞAM KALİTESİNİ ARTIRMALI

 

Bilindiği üzere Kamu yararı yönünden, çağdaş bir kentin oluşturulması ve yaşatılması, ancak varlığı zorunlu olan ve aşırı yapılaşmanın etkisinden korunması gereken, kentin bütününe hizmet verecek, kent estetiği ve kentleşme kalitesini yükseltici sağlıklı bir çevre meydana getirmek amacıyla park, çocuk bahçeleri, oyun alanları, günü birlik kullanım alanları, açık alanlar, ağaçlandırma ve rekreasyon alanlarının oluşumuyla sağlanabilir. Gerek öğretide gerekse yargı içtihatlarında ve İmar mevzuatımızda İmar plan ve plan revizyonları 'Belde halkının sosyal ve kültürel gereksinimlerini karşılamayı, sağlıklı ve güvenli bir çevre oluşturmayı, yaşam kalitesini artırmayı hedefleyen' niteliği ile imar planı işleminin amaç unsuru açıkça tanımlanmıştır.

 

HALKIN KAZANACAĞI BİRŞEY YOK

 

Plan revizyonundan önce taşınmazın bulunduğu alan, açık alan iken, mevzuat gereği kamunun ortak kullanımına sunulması gerekirken, soyut gerekçelerle konut, TİCK ve akaryakıt istasyonu amaçlı kullanımı önerilerek yapılaşmaya açılmasında kamu yararı olduğu söylenemez. Anayasa gereğince (md.56) sağlıklı ve dengeli çevrede yaşama hakkına sahip kişiler olarak, yapılan değişiklikten, Gaziantep halkının kazanacağı hiçbir şey yoktur. Ayrıca Yargı kararlarının sadece hüküm fıkraları itibariyle değil, gerekçeleri itibariyle bağlayıcı olmaları nedeniyle, karardaki gerekçeler dikkate alınmak suretiyle yeni işlem tesis edilmesi gerekir. Plan Revizyonunda, yürürlükte olan Gaziantep 2040 yılı 1/25000 ölçekli Nazım imar plan notları ve uygulama hükmünün dikkate alınması zorunluluktur. Kent içerisinde artan nüfusa halihazırdaki konut stokunun yetersiz olduğu gerekçesi ve artan nüfusa halihazırdaki konut stokunun yetersiz olduğu gerekçesi gerçeği yansıtmamaktadır. Niteliği belirsiz BHA kullanımı önerilmesi de yönetmeliğe aykırıdır.

 

TELAFİSİ MÜMKÜN OLMAYAN ZARARLAR OLUŞACAK

 

Dava konusu işlemlerin hukuka aykırılığı saptandıktan sonra hukuk âleminde varlığını sürdürmesi, tüm işlem ve eylemlerinin hukuka uygun olduğu karinesine dayanan hukuk devleti ilkesine aykırı bir durum yaratacağı açık olup; dava konusu işlemin niteliği de dikkate alındığında, işlemin yürürlüğünün devam etmesi durumunda, alanda inşa-i faaliyetlerin başlaması kaçınılmaz olacaktır. Dolayısıyla dava sonunda verilecek iptal kararı üzerine önceki halin geri getirilmesi açısından telafisi güç zararların oluşacağı konusunda duraksama bulunmamaktadır. Hukuka aykırılığı açık olan dava konusu işlemlerin; uygulanması halinde telafisi güç zararlar doğabileceğinden, öncelikle 2577 sayılı Kanunun 27.maddesi uyarınca öncelikle yürütülmesinin durdurulmasına karar verilmesini talebiyle İMO olarak dava açtık ve sürecin sonuna kadar da takipçisi olacağız dedi."