Baş ağrısı toplumun yüzde doksanında görülen yaygın bir şikâyettir. Herhangi başka bir hastalık ile bağlantısı olmayan baş ağrıları; Primer (birincil) baş ağrılarıdır ve sık görülen tipidir.
Herhangi bir hastalığı bağlı ortaya çıkan baş ağrıları ise sekonder (ikincil) baş ağrılarıdır ve nadir görülür.
Özel Hatem Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Işıl Güzel migren ’in, belirtileri ve tedavisi hakkında bilgiler verdi.
Migren hastalığının geçici olmadığını ifade eden Uzm. Dr. Işıl Güzel ‘ En sık primer baş ağrıları arasında yer alan migren herhangi bir yaş döneminde başlayabilen, geçici olmayan, kadınlarda daha sık görülebilen bir hastalıktır. Her 20 erkekten birinde ve her 5 kadından birinde ortalama %10 sıklıkla izlenir. Çocukluk döneminde dahi başlayabilmesine rağmen sıklıkla ergenlik döneminde başlar, menopoz ile sıklığında azalma gözlenir. Ailesinde migren olan kişilerin çocuklarında da migren gelişme riski 3 kat yüksektir ‘ ifadelerini kullandı.
Migren, hastaların yaşam kalitesini düşürüyor
Migren birkaç saatten birkaç haftaya kadar sürebilen genellikte tek taraflı ağrı ataklarının olduğu genetik özelliklerin etkilediği klinik bir sendromdur. Ağrı sırasında bulantı, ışığa ve sese hassasiyet hareket ile tetiklenme izlenir. Hastaların topluma göre yaşam kalitesi düşüktür. Genetik ve çevresel faktörler birlikte etkilidir.
Migren’in nedeni tam olarak bilinmemektedir
Auralı ve aurasız olmak üzere 2 ana tipi bulunur .%10 sıklıkla görülen auralı migrende baş ağrısı gelişiminden yaklaşık 1 saat önce gözde başlayan parlak zikzak çizgiler bulanık görme, ışık çakmaları ayrıca baş dönmesi hissizlik karıncalanma kol ve bacakta güçsüzlük duyu kaybı kelimeleri karıştırma gibi belirtiler ve bulantı başlayabilir.
Aurasız migrende ise klasik migren olarak bilinen en sık tipidir, herhangi bir duyusal ve fiziksel belirti vermeden ağrının kademeli olarak başlaması tipiktir.
Migrenin altta yatan sebepleri kısmen aydınlatılmış olsa da hala nedeni tam olarak bilinmemektedir. Genetik santral, vasküler nöronel sebepler, biyokimyasal ve fizyolojik risk faktörleri migrene zemin hazırlar.
Migren tedavisi kişiye özeldir
Migren’in kesin tedavisi olmayan bir hastalık olduğunun altını Uzm. Dr. Işıl Güzel ‘Tedavi yaklaşımı genel olarak belirti, atak sıklığının ve ağrı şiddetinin azaltılmasına yöneliktir. Tedavi planı hastanın yaşına ataklarının sıklığına tipine, ciddiyetine ve hastanın ek hastalıklarına göre değişkenlik gösterebilir. İlaçlı ve ilaç dışı tedaviler mevcuttur. İlaçlı tedavide amaç ağrının oluşmasını önleyici ve ağrı başlamış ise durdurmaya yönelik atak tedavisidir. Önleyici tedavide ayda 2 ve daha fazla atak ya da ayda 4 ve daha fazla sayıda ağrılı gün geçiren, atakları gittikçe sıklaşan yaşam kalitesi düşen hastalara uygulanır. Hekim tarafından verilen tedavi belirlenen doz ve sürede düzenli olarak kullanılmalıdır. Bu amaç ile betablokerler, kalsiyum kanalblokerleri, anti depresanlar, antiepileptikler, botulunim toksin a tipi ilaçlar ve galgalcanezumab gibi migren aşıları kullanılır. Atak tedavisinde ise basit ve kombine analjezikler NSAİİ, triptanlar ergot türevleri ve nöronepitikler kullanılır. Burada amaç ağrıyı hızlı ve etkili şekilde sonlandırmaktır. İlaç dışı tedavide rahatlama teknikleri, egzersiz, düzenli uyku, kaliteli beslenme gibi yaşam şeklinin düzenlenmesi önemlidir. Diyet, ışık, hava, yükseklik ve hormonel değişimler gibi tetikleyici faktörlerin farkına varılması amaçlı günlük tutulması ve bunlardan kaçınılması çok önemlidir ’dedi.
Gaziantep Özel Hatem Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Işıl Güzel ‘Her baş ağrısı migren değildir altta yatan sebeplerin dışlanması amacıyla mutlaka nöroloji uzmanına başvurulmalı size özel tetkik ve tedavi yapılmalıdır. Unutulmamalıdır ki migren önlenebilen bir hastalıktır’ dedi.